Der Fuchs

İki genç kızın ormanda kaybolup, başlarından geçen olayları hatırlamadan üç gün sonra geri döndüğü bir hikaye ile karşı karşıyayız. Bu kızlardan birinin babası, neredeyse yarım asır önce kendi kızıyla yaşadığı trajik olaylar sonucunda derinden etkilenen Chris MacNeil adındaki bir kadına başvuruyor. Chris, kızının başına gelenlerden sonra tamamen değişmiştir ve bu yüzden kızları bulmak için öne çıkar. Kendi geçmiş acıları da onu bu konuda daha da kararlı kılarken, aynı zamanda olayları çözme konusunda da yardımcı oluyor. Chris’in hikayesi, bir yandan da kızını kaybetmiş bir anne olarak yaşadığı acılar ve hayatla mücadelesi ekseninde ilerliyor. Bu süreçte ona destek olan herkes, geçmişiyle yüzleşmeye ve kendi içindeki korkularla mücadele etmeye zorlanmıştır. Bu film, psikolojik gerilim unsurlarıyla izleyiciyi soluksuz bırakan, aynı zamanda bir anne ve bir baba üzerinden aile içi ilişkiler, kayıplar ve acılar üzerine düşündüren etkili bir hikaye anlatıyor. Geçmişle hesaplaşmanın, korkularla başa çıkmanın ve umudu hiç kaybetmemenin altını çizen bir başyapıt. Evet, belki hikaye klişe ama anlatılanlar ve oyunculuklar kesinlikle etkileyici. İzlemeye değer.